Amsterdam demek bisiklet demek. Amsterdamlılar için bisiklet bir ulaşım aracından çok öte, hayatın gerçek bir parçasıdır. Boyutu ve modeliyle erkekler için statü sembolü; aksesuar ve renkleriyle kadınlar için modanın ta kendisidir. Nasıl köpeklerden sahipleri ile ilgili biraz da olsa fikir sahibi olunabilirse, bisikletlerinden Amsterdamlıların kaç çocuğunun olduğu, ekonomik durumu, hayat anlayışı, kişiliği gibi konularda rahatlıkla fikir yürütebilirsiniz.
Ortalama bir Amsterdamlı yeni bisiklet kullanmaz. Her gün bisiklet üstünde olsa da bisiklete verdiği parayı sokağa atılmış sayar. Bunun nedeni Amsterdam’da her yıl 100.000 bisikletin çalınması, 25.000 bisikletin ise kanallara atılmasıdır. Gece sokakta bırakılan yeni, pırıl pırıl bisikletin bir gün çalınacağı garantidir.
Yeni, betonarme binalarda yaşayan Amsterdamlıların evlerinin altında bisiklet park yerleri bulunur. Bu az sayıda insan, çalınma riskini düşüren bu olanak sayesinde yeni bisikletlerle gönül rahatlığıyla dolaşabilme özgürlüğünü yaşarlar.
Hollanda üretimi bisikletler tasarım ve dayanıklılık yönünden dillere destandır. En pasaklı bisiklet sahibi bile el bombası kullanmadığı sürece Hollanda yapımı bisikletini en az 30 yıl sorunsuz kullanabilir. Gazelle, Batavus, Sparta, Cortina, Azor, Union Hollanda üretimi bisikletlerin başlıcalarıdır. Bu markalara ek olarak De Fietsfabriek, Van Moof ve Valoretti bisikletleri kullanmak ekstra hava kaynağıdır çünkü bu markalar Amsterdam üretimidir.
Her bisikletin kendi üzerinde bir kilidi ve bisikleti bir yerlere bağlayabilmek için ayrıca çok iyi bir zinciri olmalıdır. Zincirin kalitesi çok önemli olsa da hiç bir Amsterdamlı size hangi kilidin gerçekten iyi olduğunu söyleyemez. Kalite konusunda belirleyici unsur onlar için fiyattır.
Belediye her gün bıkmadan usanmadan yanlış yerlere bırakılan bisikletleri toplar. Bisiklet parkı olmayan bir yere bisiklet bağlamak yasaktır ve görevlilerce toplanma riski çok yüksektir. Bu durum Amsterdamlıları hiç korkutmaz. Belediyenin bisikletten temizlediği bölge bir saat içerisinde yeniden dolup taşar. Belediyenin topladığı bisikletler kentin dışında dev bir bisiklet deposunda saklanır. Bisikletlerini gelip almak isteyenler bu uzak depoya ulaşmak için çektikleri çileye ek olarak bir miktar para cezası da ödemek zorundadır.
Bisikletler çeşit çeşittir ve her amaca uygun bir bisiklet mutlaka bulunur. Ülkede en yaygın kullanılan model omafiets denilen klasik şehir bisikletleridir. Bir yüz yıldan fazladır tasarım yönünden değişiklik göstermeyen bu bisikletler eşya, bebek, çocuk, köpek taşımak için modifikasyonlarla şekilden şekile sokulur. Bu modele ek olarak eşyası ve çocuğu bol olanlar sandıklı bakfietslerden, günümüzün hipsterı yarış bisikletinden, ödeyebilen yaşlılar ise elektrikli bisikletlerden asla şaşmazlar.
Amsterdamlı bisikletlinin nefret ettiği iki şey dikkatsiz otomobil şoförleri ve beceriksiz turist bisikletlilerdir. Trafikte öncelik yayadan sonra bisikletlinindir ama pratikte tam tersidir. Bisiklet yolunda yürüyen yayalar azar işitir. Kar yağdığında otomobil yolundan önce bisiklet yolu tuzlanır ve açılır.
Her mahallenin bir bisikletçisi mutlaka bulunur. Bisiklet sahipleri ve mahalle bisikletçileri arasındaki ilişki kuaför ve müdavim müşterisi arasındaki iletişim ile benzerlik gösterir. Çoğunlukla aksi ve dik başlı olan mahalle esnafına çok güvenilir. Online bisiklet satış sitelerinden bisiklet almak çok daha ekonomik olmasına rağmen akıllı Amsterdamlı satış sonrası destek açısından bisikletini mahalledesindeki bisikletçiden almayı tercih eder.
Kapak fotoğrafı Anna Komarek